
RAMAZAN ORUCU

Oruç, Ä°slam’ın beÅŸ temel ÅŸartından biri olarak sorumluluk çağına gelmiÅŸ olan Müslümanların, ibadet niyetiyle imsak vaktinden itibaren güneÅŸin batışına kadar yemeden, içmeden ve cinsel yakınlıktan uzak durmalarıdır. (2) Oruç bütün Müslümanlara farz kılınmış bir ibadettir. Çünkü kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette bu ibadet açıkça emredilmiÅŸtir. Yüce Rabb’imiz bu konuyla ilgili olarak Bakara suresinde, “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı...” buyurmuÅŸtur. Bu ayete göre oruç, bizden önceki topluluklara da farz kılınmıştır. Dolayısıyla oruç sadece Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine farz kılınmış bir ibadet olarak görülmemelidir.
Ä°slam’a göre akıllı, saÄŸlıklı, ergenlik çağına gelmiÅŸ her Müslüman ramazan ayında oruç tutmakla yükümlüdür. Oruç, Allah (c.c.) rızası için tan yerinin aÄŸarmasından baÅŸlayarak güneÅŸ batıncaya kadar gün boyu hiçbir ÅŸey yiyip içmemek ve bazı bedenî arzulardan uzak durmak suretiyle yerine getirilir.
Oruç bedenle yerine getirilen bir ibadettir. Oruç tutan kimse diÄŸer zamanlarda serbest olan birçok ÅŸeyden, ibadet maksadıyla gün boyunca uzak durur. Sırf Allah’ın (c.c.) emrini yerine getirmek için çok acıksa veya susasa bile yemek yemez, su içmez. Bu da insana Allah’ın rızasını ve hoÅŸnutluÄŸunu kazandırır.
GüneÅŸ batıp ezan okununca bir günlük oruç ibadeti tamamlanmış olur. Okunan ezanla birlikte oruç açılır, iftar edilir. Dinimize göre ezan okunduktan sonra oruç açmayı geciktirmek uygun deÄŸildir.

Oruç ibadeti gün boyunca aç ve susuz kalmayı gerektirir. Bu nedenle oruç tutacak Müslümanların saÄŸlık durumlarının uygun olması ÅŸarttır. Oruç tutamayacak kadar hasta olanlar bu ibadetle yükümlü deÄŸildirler. Böyle kimseler ekonomik durumları iyiyse tutamadıkları her günün orucu için bir fakiri doyururlar. Ya da bunu karşılayacak miktarda yemek parasını bir fakire verirler. Dinimizde buna fidye adı verilir. Geçici bir hastalık, yolculuk vb. nedenlerden dolayı ramazan orucunu tutamayan Müslümanlar, daha sonra tutamadıkları gün sayısınca oruç tutarlar. Dinimizde buna kaza orucu denir. Bu konuyla ilgili olarak Yüce Rabb’imiz, Bakara suresinde, “Oruç sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca baÅŸka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksulu doyurur, fidye verir. Bununla birlikte gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. EÄŸer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (1) buyurmuÅŸtur. Bu ayetten de anlaşılacağı gibi dinimiz oruç tutamayacak durumda olanlara çeÅŸitli kolaylıklar saÄŸlamıştır. Sebepsiz yere, bilerek ve kasten bozulan ramazan orucunun yerine ise kamerî aya göre aralıksız iki ay bir gün oruç tutulur. Buna kefaret orucu denir
Ramazan ayının dışında tutulan bazı oruçlar da vardır. Bunlar farz deÄŸildir. Ä°steÄŸe baÄŸlı olarak yerine getirilir. ÖrneÄŸin Yüce Allah’ın hoÅŸnutluÄŸunu kazanmak amacıyla tutulan oruca, nafile oruç adı verilir. Bazen bir iÅŸimizin olması ya da bir dileÄŸimizin gerçekleÅŸmesi karşısında, oruç tutacağımıza dair Yüce Allah’a dua edip ona söz veririz. DileÄŸimiz gerçekleÅŸtiÄŸinde, söz verdiÄŸimiz gibi orucumuzu tutmamız gerekir. Buna adak orucu denir.
